Beslenmenizi Renklendirin!

Tek tip beslenmenin beraberinde getirdiği sağlık problemlerini nasıl önleyebilirsiniz?

Dengeli beslenmenin anlamı, sağlığımızı korumak, geliştirmek ve yaşam kalitemizi artırmak amacıyla vücudumuzun gereksinimi olan besin öğelerini yeterli miktarlarda ve uygun zamanlarda almaktır. Yani beslenme renkli ve çeşitli olmalıdır; çünkü tek tip beslenmek çeşitli sağlık sorunlarına neden olabilir. Örneğin yumurta sağlıklı bir protein olsa da her sabah yumurta yemenin sonucunda vücudumuz buna tepki verebilir. Alerji ve intoleranslar genelde böyle oluşur. Bu nedenle bir sabah omlet yiyorsak ertesi sabah mevsiminde taze meyve ve sebzeler ile hazırlanmış bir smoothie bowl yiyebiliriz. Zaten doğanın ve mevsimlerin akışına göre beslendiğimizde her gün aynı şeyi yememiş oluruz.

Protein kaynaklarını her gün değiştirmek, bazen bitkisel (kuru baklagiller), bazen hayvansal proteinler tüketmek, süt ürünlerini çeşitlendirmek, sebzeleri renk renk, mevsime göre tüketmek vücudumuza iyi gelir. Hem bu çeşitlendirmeyi yapmak beslenmeyi de eğlenceli ve daha çok seçenekli hale getirebilir, her gün aynı şeyleri yemekten sıkılmayız.

En iyi yelpaze, kendi bedenimize göre, vitaminleri, mineralleri farklı kaynaklardan çeşitlendirerek aldığımız bir beslenme düzenidir. Sadece sebze ve meyve tüketerek kilo vermeye çalışmak ne kadar sakıncalıysa sadece proteine dayalı bir beslenme programı da aynı oranda hatalı beslenme şeklidir. Tek tip diyetlerin hepsi bir şekilde vitamin, mineral ve kas kayıplarına sebep olur. Gereğinden fazla alınan protein, vücutta asit artık bırakır ve kemiklerden kalsiyum çekilmesine, böbreklere yük binmesine, bağırsak florasının bozulmasına yol açabilir. Bu tip diyetlerde başlarda kısa sürede kilo kaybı sağlansa da metabolizmanın bir süre sonra yavaşlamasıyla kilo kaybı durur. Bunun uzun vadedeki sonuçları ise özellikle böbrek ve karaciğer işlev sorunları, kas tonusu azlığı ve güçsüz bağışıklık sistemi dolayısıyla enfeksiyonlara sık yakalanmak olarak sıralanabilir.

İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi’nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Derya Fidan, her gün aynı şeyi yemekten kaçınmak için öğünlerimizi nasıl ayarlayabileceğimizi şöyle açıkladı.

Ne kadar farklı renkte meyve ve sebze tüketirsek o kadar farklı vitamin, mineral ve antioksidanı vücudumuza almış oluruz. Yetişkinler bireyler ve çocukların kırmızı, mor, beyaz, turuncu ve yeşil olmak üzere farklı renkteki meyve ve sebzelerden her gün birer avuç tüketmesi önemlidir.

Meyve ve sebzelere kırmızı rengi veren pigment likopen antioksidanıdır. Kırmızı meyve ve sebze grubunda; domates, karpuz, kuşburnu, çilek, kırmızı ahududu, greyfurt, nar, kırmızı biber, kızılcık gibi meyve ve sebzeler bulunur. Kırmızı rengi sofranıza eklemek için salatalarınıza kuru domates veya kırmızı biber ekleyebilirsiniz.

Turuncu renkteki meyve ve sebzeler, doğal bir bitkisel pigment olan, karotenoidler tarafından renklendirilmişlerdir. Beta karoten, turuncu ve sarı meyve-sebzelere rengini veren bir bitki pigmentidir. Çok güçlü antioksidan özelliklere sahiptir ve bağışıklık sistemini güçlendirmede önemli rol oynarlar. Bunun için günlük ara öğünlerinizde bir portakal yemeniz veya mevsiminde salatanızda bir adet havuç kullanmanız yeterli olacaktır.

Mor renge sahip olan meyve ve sebzelere mavi-mor rengi veren pigment, ‘antosiyanin’ dir. Antosiyanin sağlığımız ve bağışıklık sistemimiz için çok önemli bir polifenoldür. Patlıcan, kırmızı pancar, mor lahana, kırmızı soğan, mor/kırmızı turp, böğürtlen, siyah ahududu, yaban mersini, incir, mor erik, kuru erik, vişne, kiraz, kuş üzümü, siyah dut, kuru üzüm, kan portakalı gibi mor renkteki bu meyve ve sebzeleri mevsiminde düzenli tüketmeyi ihmal etmemeliyiz.


Önerilen yazılar