MAKALE

Çabasız Şıklık İçin Doğru Adres: ElifŞimal...

Çabasız Şıklık İçin Doğru Adres: ElifŞimal

İki yakın arkadaşın tüm heyacanını, zevkini ve yeteneğini ortaya koyduğu ElifŞimal markası, her daim şık olmak isteyenler için birebir…

Türkiye’de kendi markalarını kurarak geliştiren, stil akımları yaratan, yarattıkları ile de ses getiren genç ve yetenekli moda tasarımcılarının sayısı gün geçtikçe artıyor. Bu markalardan birisi olan ElifŞimal de tanışma hikayeleri çocukluğa uzanan Şimal Kutluçınar ve Elif Kayıkçı’ya ait. Lidyana ve n11 gibi e-ticaret sitelerinden tasarımlarına ulaşabileceğiniz ikilinin 2010 yılında kurulan markası ElifŞimal, kıyafetlerin yanısıra aksesuarlarla da öne çıkıyor. Şimal Kutluçınar ve Elif Sata ile markanın kuruluş hikayesi ve yeni sezon trendleri üzerine sohbet ettik.

elifsimal_02

Şimal Kutluçınar – Elif Kayıkçı

Öncelikle modaya ilginiz nasıl başladı, bugüne kadar neler yaptınız?

Şimal: 1986 İstanbul doğumluyum. Üsküdar Amerikan Lisesi ni bitirdikten sonra üniversite eğitimime görsel iletişim tasarımı bölümünde devam ettim. Gönlümde asıl yatanın moda tasarımı olduğunu fark edince İstanbul Moda Akademisi ne devam ettim. Eğitimimi tamamladıktan sonra, bir sene kadar A46 bünyesinde çalıştım. 2010 da ise sevgili arkadaşım Elif ile kendi markamızı kurduk.

Elif: 1986 İstanbul doğumluyum. Saint Benoit Fransız Lisesi ni bitirdikten sonra eğitimime iç mimarlık bölümünde devam ettim. Evde bulduğum dikiş makinasında eşarplardan elbise dikip hobi olarak başladığım bu uğraşı, 2010 yılında ciddiyete dökerek Şimal ile kendi markamızı kurduk.

ElifŞimal markasını kurmaya nasıl karar verdiniz?

Şimal: Çocukluktan bu zamana uzanan dostluğumuz, bundan tam beş yıl önce bir ağustos ayında yaptığımız beyin fırtınası sonrasında, içimizdeki bu ortak isteği profesyonel alana dökme hevesiyle pekişti. Ben işimi bırakmıştım, Elif de mezun olmuştu, zamanlama harikaydı. Atölyemizi, bizim deyimimizle ortak evimizi kurduk. Başladığımızda sadece ikimizdik. Birçok şeyi alaylı olarak yaşayıp gördükçe öğrendik, zamanla genişledik ve ekibimizi kurduk. Şimdi daha büyük evimizde , daha geniş bir aileyiz .

elifsimal_04

Sitenizde kıyafetlerin yanısıra aksesuarlar da öne çıkıyor. Kıyafet ve aksesuar tasarımında nelere dikkat ediyorsunuz?

Elif: Biz bu işe önce tekstil olarak başladık. Bir gün arkadaşımız Hakan Baş ın bize Lidyana ile ilgili projesinden bahsetmesiyle (biliyorsunuz Lidyana ilk başladığında bir takı sitesiydi, şimdilerde ise aradığınız her şeyi bulmanız mümkün) neden aksesuar ve takı yapmıyoruz dedik. El yapımı doğal taş ve altın kaplama materyallerden oluşan bir koleksiyon hazırladık. Koleksiyonun rağbet görmesinin motivasyonuyla, tasarımlarımızı genişlettik. Şu an ise altın kaplama, gümüş koleksiyonu üzerine çalışıyoruz. Abartıyla eleganlığı ayırmak çok ince bir çizgi. Bu çizgiyi de aksesuarlar belirliyor. Bu açıdan doğru yerde, doğru aksesuarı tercih etmek çok önemli. Aksesuar ve kıyafet tasarımında en önemlisi taşıyan kişinin kendisini rahat ve iyi hissetmesi. Aksesuarda kilit nokta abartısız eleganlık, kıyafette ise kalıp…

Sınırlı sayıda üretim yapıyor, daha çok butik çalışıyorsunuz. İleride markalaşmaya yönelik çalışmalar yapmayı planlıyor musunuz?

Şimal:  Butik üretim olarak yola çıktık, fakat ülke içerisinde ve dışarısında corner’larımız çoğaldıkça arz-talebi karşılamak adına model başı üretim miktarlarını artırdık. Arz arttıkça daha fazla büyümeyi ve daha geniş kitlelere ulaşmayı planlıyoruz. İleriki zamanlarda dünya fuarlarına katılıp, dünyanın daha fazla köşesine açılmak hedefimiz.

Tasarımlarınız sizin de bahsettiğiniz gibi n11 ve Lidyana gibi e-ticaret sitelerinde de satılıyor. Bu durumun markanızın tanınmasına ne gibi yansımaları oldu?

Elif: Biz lidyana.com ve trendyol.com ile beraber bir yola çıktık diyebiliriz. Şu anki bilinirliğimiz bu online alışveriş siteleri ve sevgili arkadaşımız ve PR yöneticimiz Didem Ellialtı (Di-fashion Branding) sayesinde pekişti. Elele daha emin adımlarla ilerliyoruz.

Geleceğe yönelik planlarınızdan, hayallerinizden ve sizi sevenleri bekleyen sürprizlerden bahsedebilir misiniz?

Şimal: Biraz önce de bahsettiğimiz gibi bir sonraki adımımız Who s Next gibi dünya tasarımcılarının buluştuğu bir fuar platformuna katılmak ve daha geniş kitlelerle tanışmak. Başladığımız ilk günden beri bütün heyecanımızı, zevkimizi, sevgimizi katarak tasarladık. Bu duygular karşı taraftan ilgi gördükçe katlanarak büyüyor. Bu yüzden her zaman daha iyisini vermek hedefimiz. En güzel haberi de sona sakladım; uzun zamandır gelen talep üzerine sonunda haute couture çalışmalarına başlıyoruz.

Türkiye’de genç tasarımcı olmanın zorlukları var mı?

Elif: İnanın tahmin ettiğinizden çok daha fazla var. Bir defa son bir kaç senede çok fazla tasarımcı çıktı. Dolayısıyla rekabet arttı. Aralarından sıyrılmak ve devamlı bir adım önde olmak adına planlar yapmak gerek. Bir diğer zorluk da maalesef isim yapmış, bu işe çok senelerini vermiş tasarımcıların, genç nesil tasarımcılara destek olmayı tercih etmemesi.

Türkiye’de son birkaç yıldır İstanbul Fashion Week gibi moda etkinliklerinin sayısı arttı. Bu tarz etkinliklerin sizce Türk modasına ne gibi katkıları oluyor?

Şimal: Moda etkinliklerinin artması özellikle biz genç tasarımcılar için çok olumlu bir durum. Birçok tasarımcı birbiriyle sosyalleşiyor, birbirini tanıyor ve analiz ediyor. Tabii bu bizim bakış açımızdan olan kısmı. Ancak hemen her defileye katılan biri olarak söylüyorum, maalesef moda haftası her dönem amacından kayıyor, insanlar tasarımları görmek yerine birbirlerini görmeye ve kendilerini göstermeye geliyor.

Tecrübelerinize dayanarak sizin gibi tasarımcı olmak isteyenlere neler tavsiye edersiniz?

Elif: İlk tavsiye edebileceğim şey, mutlaka ama mutlaka alt yapı bilgisine sahip olmak adına profesyonel eğitim. Teknik bilgi sahibi olmak her zaman işi hızlandırır. Bunun yanında pazarlama ve satış hakkında da bilgi sahibi olmak işi pekiştirecektir. Tabii ki her zaman elinden gelenin en iyisini yap ve inanıyorsan asla vazgeçme …

Takip ettiğiniz yerli ve yabancı tasarımcılar kimlerdir?

Şimal: Ah o kadar çok var ki! Yabancılardan Dion Lee , Christina Savulescu , Oliver Rousteing , Ulyana Sergeenko ilk aklıma gelenler. Türk tasarımcılardan ise Raisa Vanessa ve Zeynep Tosun açık ara önü çekiyorlar.

Peki sizce de moda insanın kendine yakışanı mı giymesidir?

Elif: Moda insanın kendine yakışanı, vücut tipi ve tarzını keşfedip, doğru şekilde kombinleyebilmesidir. Aksi halde çok kötü bir görünüm elde edebiliriz. Doğru zamanda doğru parçayı taşımak da çok önemli. Son olarak diyebilirim ki üstünüzdeki hiçbir parça yarışmamalıdır. Her zaman bir hit olmalıdır.

Önümüzdeki yılın moda akımından bahsetmek gerekirse, 2016’da sokaklarda ne tarz kıyafetler ve aksesuarlar göreceğiz?

Şimal: Bohem etkisi geçtiğimiz yaz olduğu gibi hala bizimle. Toprak ve baharat tonları hakim. Kışın beyaz giyilmez fikrini atlatalı çok oldu, bu kış daha fazla beyaz ve ekru giyeceğiz. Tek renk giyinmek de ön planda olacak. Baştan aşağı kırmızı mesela, ojeler de dahil. Ateş kırmızıları ve elektrik mavi tonları öne çıkacak, toprak ve doğa tonlarını kombinleyeceğiz. Bordo bu kış da var, biz de bol bol kullandık. Tabii püsküller ve deriler bu sezonun da vazgeçilmezi olacak. Jean’lerde boyfriend ve oversize kesimler hala hayatımızda. Ekose ve kazayağı desenli kombinler yapacağız. Kürk yakalarla da şıklığımızı pekiştirip kombinleyeceğiz. Aksesuarlarda da doğal taşlar, haki ve kahverengi gibi toprak tonları, gold dokunuşlar ve zincirler hakim olacak.

Son olarak sonbahar aylarına girdik. Bu aylarda şık görünmek için nasıl giyinmek gerekir? Brandlife okuyucularına birkaç tüyo verir misiniz?

Elif: Çabasız görülen şıklık en güzeli ve göze en hitap edeni. Hangimiz her saniye barbie bebek gibi görünebiliriz ki? Günlük hayatımızda uzun triko elbiselerle çizmelerimizi kombinleyeceğiz. Pelerin bu sene ön planda. Aynı şekilde farklı tarzlarda takılan geniş kalın şalları göreceğiz. Etek pantolonların önü gittikçe açılıyor. Ofis stilimizde rahatlıkla tercih edebiliriz. Kadifeleri özellikle elbiselerde tercih edeceğiz. Bohem püsküllü güderi parçalar dolabımızın bu sene için de vazgeçilmez parçaları arasında.