Dior, savaştan yorgun düşmüş Paris’te 1947’de kurulduğunda zarafeti ve feminenliği moda dünyasına yeniden hediye etti ve modayı kökten değiştirdi. Christian Dior ve onu izleyen diğer tasarımcıların o günden bugüne dek, 70 yıl boyunca imza attıkları büyüleyici tasarımlar ise Paris’teki “Dior, Designer of Dreams” sergisinde buluşuyor.

Temmuz başında Paris’teki Musée Des Arts Décoratifs’te açılan Dior sergisinin gözbebeği elbette Christian Dior’un kültleşmiş koleksiyonu “New Look”tan parçalar. Modaevinin kurulduğu yıl yaratılan bu koleksiyon, kadın silüetini tamamen değiştirerek modada yepyeni bir sayfa açmıştı.

Sergide ayrıca Dior’un ölümünün ardından modaevinin başına geçen tasarımcılar, Yves Saint Laurent, Marc Bohan, Gianfranco Ferré, John Galliano, Raf Simons ve Maria Grazia Chiuri’ye ayrılmış galeriler de bulunuyor. Monet ve Renoir gibi ünlü ressamların başyapıtlarından ilham alan 300’ü aşkın haute couture elbise bu tablolarla yan yana sergileniyor. Bunların yanı sıra sergideki şapkalar, mücevherler, çantalar, ayakkabılar ve parfüm şişeleri de Dior’un modanın her alanına yaptığı ikonik dokunuşları gösteriyor.

Gelmiş geçmiş en büyük Dior retrospektifi olan Designer of Dreams, Dior’un yalnızca tasarımlarını sergilemekle yetinmiyor. Sergi hem kronolojik hem de tematik bir akış izliyor ve Christian Dior’u Dior yapan hayat hikayesini de sergiyi gezen meraklı gözlerle paylaşıyor. Ziyaretçiler, daha önce görülmemiş belgelerle, Christian Dior’un çocukluk yıllarına ve tasarımcının galericilik yaptığı zamanlarda Salvador Dalí ile bit pazarlarında Art Nouveau parçaların avına çıktığı döneme de tanıklık edebiliyor.