Duygusal açlık nedir, nedenleri nelerdir ve bu alışkanlığa nasıl son verebilirsiniz? Tüm püf noktaları yazımızda.
Beyninize bir şeyler yeme düşüncesini hatırlatan metabolik durumun açlık olduğunu biliyorsunuz. Peki gerçekten vücudunuz mu aç? Yoksa duygularınız size aslında varolmayan bir açlık mı yaşatmaya çalışıyor? Sağlığınız ve kilo kontrolünüz için çok önemli olan bu ayrım, günümüzün yoğun tempolu ve stresli yaşantısında birçoğumuzun deneyimlediği bir durum. Fiziksel ve duygusal açlığın ne olduğunu öğrenip gün içinde gelen açlık hissini iyi tanımlamak, sorunu çözmenin en büyük adımı olacak.
Fiziksel açlık biyolojik bir dürtüdür ve size besinleri kullanmanız gerektiğini söyler.
Yavaş yavaş gelişir; mide sesleri, yorgunluk, sinirlilik hali gibi işaretleri vardır. Bir şeyler yediğinizde bu açlığınızı tatmin edersiniz. Fiziksel açlık normal ve olması gereken bir dürtüdür.
Duygusal açlık ise, üzüntü, stres, yalnızlık, travmalar ve bazen sevinçten kaynaklı oluşan yeme isteğidir. Burada fiziksel açlıktaki gibi vücudun değil, duyguların bir şeyler yemeye ihtiyacı vardır. Yedikten sonra önce geçici bir mutluluk, onun ardından kendinden nefret etme, suçluluk duygusu, pişmanlık gibi duygular oluşur.
Size bu konuda fayda sağlayabilecek birkaç öneri;
– Fiziksel açlığınızla duygusal açlığınızı ayırt etmeyi öğrenin.
– Duygusal boşluğunuzu yiyeceklerle doldurmak yerine yürüyüş yapmak, ibadet etmek, meditasyon, sosyalleşmek gibi başka yollar arayın.
– Besinlerle barış imzalayın. Besinlere karşı düşmanlık ya da vazgeçememezlik hissetmeyin.
– Yemekten keyif alın, yemek yeme eyleminizi eğlenceli bir hale getirdiğinizde daha az yemekle tatmin olacaksınız.
– Vücudunuza saygı duyun. Bedeninizle ilgili olumsuz düşünceler geliştirmek ve onu eleştirmekten ziyade onu sevin ve görüntünüzle barışın.