50 yıllık moda efsanesi Jean Paul Gaultier podyumlara kendine yakışır bir biçimde veda etti.
Jean Paul Gaultier, geçtiğimiz hafta kariyerine son vereceğini açıklayarak modaya tutkun olan herkesin içinde buruk bir his bıraktı. Ardından Paris Couture Haftası’nda, podyumu dolduran yaklaşık 200 göz kamaştıran tasarımın, hem günümüzün en ünlü modelleri hem geçmişin ikonik top modelleri hem de müzik, gösteri ve sinema dünyasının yıldızları tarafından taşındığı görkemli bir defile ile vedasını gerçekleştirdi.
Bu büyüleyici koreografilerin sergilenmesi ve müzisyenlerin sahne almasıylabir defileden çok büyük bir şova benzese de, aynı zamanda efsanevi Fransız modacının 50 yılını özetleyen bir retrospektif gibiydi.
1862’de inşa edilen Châtelet Tiyatrosu’nun tarihi atmosferinde gerçekleşen bu dev gösterinin izleyicileri arasında Nicolas Ghesquière’den Isabel Marant’a, Christian Louboutin’den Mary Katrantzou, Christian Lacroix ve Dries Van Noten’e kadar, Jean Paul Gaultier’nin final şovuna tanıklık etmek isteyen birçok ünlü modacı vardı.
Defile, modacının elli yıl boyunca kucakladığı yaratıcılığı ve neşeyi taşıyan tasarımlarla doluydu. 1976’daki ilk defilesinden itibaren bütün cinsiyetleri, etnik kökenleri ve her bedenden modelleri podyuma çıkaran Gaultier final şovunda da aynısını gerçekleştirdi.
Bir cenaze töreni koreofrafisiyle başlayan defile ardından Boy George’un seslendirdiği şarkıyla devam etti. Sonra podyuma modellerin yanı sıra Paris Jackson, Rossy de Palma ve Dita Von Teese gibi ünlü isimler çıkarak modacının sınırsız hayal gücünü gösteren ve aynı zamanda da ikonik stiline selam duran tasarımları sergiledi. Kafes elbiseler, denizci şapkaları, modacının Madonna için tasarladığı efsanevi koni sütyene benzeyen tasarımlar defilenin unutulmazları oldu.
Jean Paul Gaultier belki podyumlara veda etmiş olabilir ancak hem kariyerinin tamamı hem de bu ihtişamlı finaliyle modaya ilham kaynağı olmayı sürdürecek.