Nisan ayı İstanbul’da film festivali anlamına geliyor. Her yıl sinefillerin tutkuyla beklediği, biletlerini günler öncesinden aldığı, büyük bir coşkuyla bir filmden diğerine yetişmek için sinemalar arasında koşuşturduğu İstanbul Film Festivali, 36’ıncı kez gerçekleşiyor. 5-15 Nisan tarihleri arasında, ‘Kaldır Kafanı’ sloganıyla yaklaşık 200 filmi seyirciyle buluşturacak olan festivalde, bu sene 186 uzun metrajlı ve 17 kısa film bulunuyor. Ayrıca festivalin mevcut kategorilerine sinema tarihinin kült filmlerine yer verecek ‘Cinemania’ adlı yeni bir bölüm de dahil edilmiş. Bu yıl festivalin onur konuğu ise ‘Yüzüklerin Efendisi’ serisi ve ‘X-Men’ filmleriyle de bilinen oyuncu Sir Ian McKellen. İşte festivalde öne çıkan filmlerden sizin için seçtiklerimiz…

Personal Shopper

Cannes’da ‘En İyi Yönetmen’ ödülünü kazanan Olivier Assayas’ın son filmi ‘Personal Shopper’, ünlüler için özel alışveriş elemanı olarak çalışan bir genç kızın ‘öte tarafla’ irtibat kurmayı takıntı haline getirmesini anlatıyor. Başrolde ise Kristen Stewart oynuyor.

Lady Macbeth

Mtsensk İlçesi’nin ‘Lady Macbeth’i’nin modern bir yaklaşımla sinemaya uyarlandığı film, prömiyerini Toronto Film Festivali’nde gerçekleştirdikten sonra, festival süresince ve sonrasında büyük övgü aldı. Shakespeare’in tragedyasıyla doğrudan bağlantısı olmayan bir hikayenin anlatıldığı ‘Lady Macbeth’te ailesi tarafından kendisinden yaşça büyük ve zengin bir adamla evlendirilen Katherine’nin hikayesi anlatılıyor.

Salt And Fire

Alman sinemasının yaratıcı ustası Werner Herzog’un  doğa ve insan arasındaki yıkıcı çatışmayı bir kez daha merkeze aldığı ‘Tuz ve Ateş’te, bir çevre felaketini araştırmak için yola çıkan Birleşmiş Milletler ekibinin, doğa katliamının sorumlusu olan şirketin adamları tarafından kaçırılması anlatılıyor. Oyuncu kadrosunda Michael Shannon ve Gael Garcia Bernal yer alıyor.

I am Not Your Negro

Raoul Peck’in imzasını taşıyan Oscar adayı bu belgesel, ünlü Amerikalı yazar James Baldwin’in yarım kalmış yapıtı ‘Remember This House’u merkezine alıyor. Yarım kalmış filmi arşiv görüntüleriyle birleştirerek, Baldwin’in o dönemde ırkçılığa dair söylediklerinin günümüzde Amerika’da hala geçerli olduğunu vurgulayan filmde, Baldwin’in metnini ünlü oyuncu Samuel L. Jackson seslendiriyor.

Manifesto

Gösterildiği her yerde övgü alan filmde Cate Blanchett, 13 farklı karakteri canlandırıyor ve sanat tarihine yön vermiş çeşitli manifestoları olur olmaz yerlerde okuyor. Oyuncunun evsiz bir adamdan bir kuklacıya, bir haber sunucusundan bir fabrika işçisine 13 farklı karaktere bürünüşünü izlemek, başlı başına unutulmaz bir deneyim.

Beden ve Ruh

Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı’yı kazanan ‘Beden ve Ruh’, aşkın doğasına uygun bir şekilde aynı anda hem sert hem de naif bir hikaye anlatıyor. Usta Macar yönetmen Ildiko Enyedi’nin 18 yıl aradan sonra çektiği ilk film, Budapeşte’de bir mezbahada geçiyor.

Free Fire

Aksiyon filmlerinden hoşlananlar ve bu türde alışılmadık bir yapım izlemek isteyenler için kaçırılmaması gereken bir film olan ‘Free Fire’; Brie Larson, Sam Riley, Armie Hammer, Cillian Murphy ve Jack Reynor’dan oluşan oyuncu kadrosuyla dikkat çekiyor. Tek mekanda geçen filmde 12 adam ve bir kadının, korsan bir silah satış anlaşması yapmak üzere Massachusetts’te bir depoda buluşmasının ardından yaşananlar anlatılıyor.

Paris Pieds Nus

Ocak ayında hayatını kaybeden Emmanuelle Riva anısına gösterilen film, Fiona Gordon ve Dominique Abel’in Buster Keaton, Charlie Chaplin ve Jacques Tati’nin izinden gittikleri eğlenceli bir film.