Mimarileriyle büyüleyen muhteşem salonların bir tiyatro oyuncusunun gözünden nasıl göründüğünü merak ediyor musunuz?
Bir sahneye çıkıp tiyatro sanatını icra etmenin nasıl bir his olduğunu pek azımız deneyimlemiş olmalı. Bu tatlı heyecanın, hele salon özel bir mimariye sahipse, katlanarak arttığını tahmin etmek zor değil. Fotoğrafçı Richard Silver da tiyatro salonlarının büyüsünü sahneden yansıttığı serisiyle bize bu deneyimi biraz da olsa yaşatmayı amaçlıyor.
Kütüphaneler, kiliseler, tiyatro ve opera salonları gibi iç mekanları fotoğraflayan Silver, otuz yıldır geniş açılı kamerasıyla dünyanın dört bir yanında 94 şehri gezdi ve bu yolculukları sırasında muhteşem kareler yakaladı. 19. yüzyıldan kalma görkemli salonlardan daha modern yapılara kadar farklı tiyatroları objektifinden yansıttı. Silver’ın fotoğraflarına bakmak lüks kadife koltuklardan fresklere ve tavan süslemelerine kadar, her bir ince detayı farklı bir açıdan görmemizi sağlıyor.
Silver simetri tutkunu olduğunu belirtirken tiyatro salonlarının muhteşem simetrisini yansıtmaktan büyük bir zevk aldığını söylüyor. Fotoğraflarında oyuncuların bakış açısını tercih etmesinin sebebiniyse salonların muazzam genişliğini yakalayabilmek olduğunu açıklıyor ve bazen geniş açılı objektifiyle bile bunu başarmanın zor olduğunu ekliyor.
Ziyaret ettiği şehirlerdeki fotoğraflanmaya değer tiyatrolarla iletişime geçen sanatçı, bazen bunu ücretli bir tur kapsamında yapıyor bazen de tiyatronun işletmesi ona özel, kişisel bir tur sunuyor. Silver’ın fotoğraflamayı en çok hayal ettiği tiyatrolar arasında Milano’daki La Scala, Moskova’daki Bolşoy ve Almanya’daki Margravial Opera Evi bulunuyor.
Richard Silver fotoğraflarından insanlara geçmesini istediği hissin bir binaya, özellikle de tiyatro gibi özel bir mekana girdiklerinde etraflarına bakıp detayların güzelliğini yakalamak olduğunu söylüyor. Böylelikle bu büyüleyici binaları inşa ederken insanların harcadığı emeğin ve zamanın bize muhteşem güzellikte bir mimari olarak geri döndüğünün bilincine varabileceğimizi belirtiyor.