Lezzet dediğimiz şey iki farklı deneyim katmanından oluşuyor, birincisi o lezzetin damağımızda bıraktığı ilk his, ikinici ise bize çağrıştırdıkları. New York’lu tasarım stüdyosu Kreëmart, bu yaklaşımla yola çıkıyor ve yarattığı eserlerde baş aktör şeker oluyor. Pastry Portrait® projeleriyle kimliklere lezzet tasarımları olarak yeniden hayat veriyorlar.

Pastry Portrait® için ilk seçtikleri isim Marina Abramovic oldu. Ladurée ile yaptıkları işbirliğinde sanatçının lezzetten bir portresini çizerek üç adet çok özel makaronu içeren bir set yarattılar. Bu seçim, sanatçının kendi eserlerindeki soyut ve ruhani yönün, projenin konseptini kusursuz bir şekilde yansıtacağı düşünülerek yapıldı.

“Bana çok fazla soru sordular, sevdiğim renkleri, kokuları, doğa manzaralarını, çocukluk anılarımı ve bu cevapların tümü benim Pastry Portrait®’min malzemesi oldu,” diye anlatıyor Abramovic. “Lezzeti en özel kılan yönü hafızanızda bıraktıklarıdır,” diye açıklıyor kendisinin lezzete bakışını.

Abramovic’in lezzet portresi üç prusya mavisi makarondan oluşuyor, bu renk tonu sanatçının ailesindeki savaş kahramanlarının anısına selam duruyor. Makaronların üzerindeki sanatçının babasına ait aile arması ise kırılganlık ve güç arasındaki ince çizgiyi temsil ediyor. Biri altın varakla sarılı olan makaronlar piramit şeklinde bir ambalajda satılıyor. Kutunun üçgen biçimi, enerji ve gücü simgeliyor.

Marina Abramovic’in lezzet portesi olan bu konsept sanat eserinin tadına bakmak isterseniz, makaronlar kısa süre sonra Paris, New York, Los Angeles, Milan ve Tokyo’daki Ladurée mağazalarında satışa sunulacak.