Lüks ve Tarih Kokan Londra Otelleri

Üzerinde güneş batmayan ülkenin başkenti Londra’da unutulmaz bir tatil geçirmek istiyorsanız, bazıları tarihi binalarıyla göz dolduran bazıları ise lüks anlayışlarıyla sizi sürprizlere boğan bu oteller kesinlikle size göre.

Londra; şehir yaşamı, kültürü, ünlü tiyatroları, hareketli gece hayatı ve tüm dünyayı içine sığdıran kozmopolitliği ile dünyanın en turistik şehirlerinden. Dünyaca ünlü müzeleri, şehrin neredeyse yarısını kaplayan parkları, hala kullanıma açık olan tarihi yapıları, köprüleri, kanalları, hareketli gece hayatı ile her saniyenizi dolu dolu geçirebileceğiniz bir destinasyon. Thames Nehri’nin ikiye böldüğü bu melankolik şehirde işte lükse bakış açınızı tamamen değiştirecek oteller…

The Savoy Hotel

Edwardian stilindeki mimarisiyle şehrin en tarihi otellerinden biri olan The Savoy, Londra’nın en merkezi bölgelerinden biri olan Strand’de yer alıyor. Pek çoğu Thames Nehri manzaralı odalar ise tahmin edebileceğiniz gibi muhteşem dekorasyonunun yanısıra son derece geniş ve ferah. İç mimaride Art Deco anlayışın geçerli olduğu bu tarihi otel, aynı zamanda Covent Garden’a ve şehrin en önemli müzelerine yürüyüş mesafesinde.

The Savoy Hotel

The Savoy Hotel

The Savoy Hotel

The Savoy Hotel

The Ritz London

İlk olarak 1909 yılında açılan The Ritz Londra, kusursuz servis kalitesi, mükemmel lokasyonu ve belki Avrupa’nın en güzel restoranlarından birine ev sahipliği yapmasıyla misafirlerine eşsiz bir deneyim vaat ediyor. Pastel somon, pembe, sarı ve mavi tonlarının hakim olduğu oda ve özel tasarım süitler ise XVI. Louis tarzı dekorasyon anlayışını da içeren modern görünüşleriyle göze hitap ediyor.

The Ritz London

The Ritz London

The Ritz London

The Ritz London

The Langham

Londra’nın en eski ve en iyi otellerinden biri olan The Langham, Oxford Caddesi’ne, Soho’daki gece yaşamına ve Regent’s Park’a yakın oluşuyla son derece merkezi bir konuma sahip. 1865 yılında açılan otel, son yıllarda geçirdiği restorasyonun ardından özellikle modern dekorasyonuyla dikkat çekiyor. Ayrıca içerisinde bulunan Artesian adlı barının da ödüllü olduğunu belirtelim.

The Langham

The Langham

Ham Yard Hotel

1 Ham Yard, Soho

Soho’nun dur durak bilmeyen canlılığını 7/24 yaşamak istiyorsanız, adresiniz kesinlikle Ham Yard Hotel olmalı. İçinde bulunan bowling salonu ve barıyla son zamanlarda buluşma noktası olan, sadece tasarımıyla bile mutlaka görülmesi gereken bir yer olan Ham Yard, Londra’nın şehirli havasıyla tam bir uyum içinde. Özel olarak dekore edilmiş 91 odası ve 24 dairesiyle hiç düşünmeden kalabileceğiniz bir otel.

Ham Yard Hotel

Ham Yard Hotel

The Shangri La At The Shard

The Shard, 31 St Thomas St

Dünyanın en şöhretli otellerinden birisi olan The Shangri La At The Shard, 2003 yılında başlanan ve 310 metre yüksekliğine ulaşan göz alıcı gökdelen The Shard’ın 34 ve 52. katları arasında misafirlerine göz alıcı bir şehir manzarası sunuyor. Farklı aromalarla tütsülenmiş özel Çin çayları sunan Ting adlı restoranı ve lounge’ı; oryantal etkinin her köşede hissedildiği konforlu odaları ve akşam içkinizi bulutların üstünde, şehir ışıklarına karşı keyifle yudumlamanızı sağlayan Gong adlı barıyla huzur, konfor ve keyif vaat ediyor.

The Shangri La At The Shard

The Shangri La At The Shard

The Shangri La At The Shard

The Shangri La At The Shard

45 Park Lane

45 Park Ln, Mayfair

Sadece iç dekorasyonuyla değil art deco mimarisiyle de sizi ilk bakışta etkileyecek ve gözden kaçırmanızın imkansız olduğu otellerden biri 45 Park Lane. Şehrin nispeten sakin bir bölgesinde yer alsa da Soho’nun merkezine sadece 20 dakikalık yürüme mesafesinde olan otel, cilalı ahşap duvarlara sahip dekorasyonu, 1920’li yılları anımsatan lobisi ve 60’ların tarzını yansıtan siyah lake merdivenleri ile her köşesinden zenginlik fışkıran otellerden.


Önerilen yazılar