MAKALE

Modern Mimarinin Zirvesindeki Müzeler

Modern Mimarinin Zirvesindeki Müzeler

Bu müzelerin etkileyici gücü henüz içlerine girmeden hissediliyor.

Ünlü mimarların yetenekleri ile günümüzün teknik olanaklarının birleşiminden doğan, dünyanın en etkileyici modern mimarilerine sahip altı müze…

The Royal Ontario Museum

Burası hem çarpıcı mimarisiyle dikkat çeken hem de Kanada’nın en büyük müzesi unvanına sahip olan bir müze. Müzeyi inşa eden mimarlık firması Studio Libeskind, orijinal, tarihi binaya eklenen prizmatik cam ve metal cephenin “Kuzey Amerika’nın en karmaşık mimari projesi” olduğunu belirtiyor. Müzeyi ziyaret edenler hem geniş bir arkeolojik seçkiyi hem de tasarım ve sanat eserlerini görebiliyor.

Louis Vuitton Foundation

2014’te açılan Louis Vuitton Foundation sanat müzesi, Paris’in en ilginç modern mimari eserlerinden biri. Yapının mimarı ise dünyaca ünlü isim Frank Gehry. Müzenin mimarisinin en dikkat çekici özelliği ahşap dayanakların taşıdığı on iki adet cam ‘yelkeni’. Cam kullanımı sayesinde müzenin içindeki geniş salonlar bolca doğal ışık alıyor. Ayrıca cam duvarlar sayesinde müzenin üst katlarından Paris manzaraları da izlenebiliyor.

Milwaukee Art Museum

Michigan Gölü’nün hemen kıyısında yer alan müze yaklaşık 25 bin sanat eserine ev sahipliği yapan, Amerika Birleşik Devletleri’nin en büyük müzeleri arasında kendine yer bulan bir müze. Müze üç ayrı binadan oluşuyor. En dikkat çekicisi ise 2001’de açılan ikonik cam binası, yani Quadracci Pavyonu. Bu yapının cam tavanı her gün iki defa açılan 66 metrelik kanatımsı, hareketli bir parçaya sahip. Burke Brise Soleil adlı bu ‘kanatlar’ her sabah 10’da açılıyor, müzenin kapanış saatiyle birlikte yeniden kapanıyor.

MIHO Museum

Kyoto şehrinin yakınlarında, gür bir ormanın içinde yer alan müzenin özel mimarisi, ziyaretçilerinin insan eliden çıkmış yapıyla doğanın kusursuz buluşmasını deneyimlemesini sağlıyor. Ünlü mimar I. M. Pei’nin imzasını taşıyan çelik ve cam yapının girişine kemerli bir tünelin içinden yürüyerek ulaşılıyor. Müzenin girişi, yapının yer üstünde olan sayılı bölümlerinden biri, çünkü doğal çevreyi bozmamak adına müzenin yüzde 80’i yerin altına inşa edilmiş. Müzede Mısır, Roma ve Asya kültürlerinden eserler sergileniyor.

Museo Soumaya

Mexico City’nin sanat sahnesinin parlayan yıldızlarından olan müze, örs şeklindeki, ışıldayan formuyla dikkat çekiyor. Aslında müze iki binadan oluşuyor ancak en popüleri Plaza Carso’da bulunan, bu bahsettiğimiz yapı. Müzenin ana koleksiyonu buraya 2011’de taşınmış. Dokuz katlı bina, tasarımlarında akışkanlığa odaklanan mimar Fernando Romero’nun imzasını taşıyor ve 16 bin altıgenden oluşuyor.

Museum of the Future

Dünyanın bugüne kadarki en karmaşık mimari projelerinden olduğu söylenen Museum of the Future’ın dış cephesi 2018’de bitse de araya pandeminin de girmesiyle müzenin tamamlanıp açılması bu yılın Şubat ayında gerçekleşti. Dubai’nin kuşkusuz en etkileyicisi müzesi olan bu yapının mimarisi, ortasında boşluk olan bir göze benzetiliyor ve bu boşluğun geleceğin belirsizliğini temsil ettiği düşünülüyor. Müzede sergiler ve tematik etkinlikler yer alıyor; müzenin misyonu ise kendimiz ve gezegenimiz için daha iyi bir gelecek inşa etmek.


Önerilen yazılar