Postmodern sanatta keşfedilecek alanların hala bitmediğini görmek oldukça sevindirici. Dijital işlerin çevremizi sardığı günümüz dünyasında, fırça ve boya kullanarak aklımızı başımızdan alan işlere imza atan Alexa Meade’i bağrımıza basmadan duramıyoruz. Üstelik sadece yaptığı işler değil, sanata bakış açısı da Alexa Meade’i sevmemiz için büyük neden. Yeterince övdüysek, gelin kendisini ve işlerini tanıyalım.

86 doğumlu Alexa Meade, yaratıcı işlerin peşinde koşmak için okuduğu bölümü değiştirenlerden. Siyasi bilimlerden, güzel sanatlara geçiş  yapıyor. Aklına gelen fikiri uygulamak için kendini evine kapatıp bol bol pratik yapıyor. Yiyecekleri boyayarak işe başlıyor, sonrasında kendi bedenini bir tuval gibi kullanarak tekniğini geliştirmeye çalışıyor. Uzun çalışmalarının ardından arkadaşlarının yardımını da alıyor ve insan bedenini tuval olarak kullandığı işlerini bir bir sergilemeye başlıyor.

Meade’in çalışmalarının fotoğraflarına bakarak, onun işlerinde neyin farklı olduğunu ilk bakışta anlamak imkansız. Resim, fotoğraf, enstalasyon ve performans sanatını sentezleyen eserlerini yaparken ya Alexa’yı iş başında izleyeceksiniz ya da Alexa’nın videolarına göz atacaksınız. İşte bu noktada sizi bekleyen sürpriz ise basit bir “insan vücudunu tuval olarak kullanma” fikri değil. Alexa Meade, üç boyutlu dünyayı iki boyuta indirgiyor. Modellerini öyle ustalıkla boyuyor ki karşınızdaki şeyin gerçekten de bir resimden ibaret olduğunu sanıyorsunuz. Sonra onları, yine objeleri boyayarak iki boyutlu evrene çevirdiği mekanların içine yerleştiriyor ve fotoğraflıyor. Bazen de onların sokakta dolaşarak insanların arasına karışmasını ve gelen şaşırtıcı tepkileri videoya kaydediyor.

Alexa Meade ile daha evvel tanışmadıysanız, şimdi tam zamanı. Yaptığı işleri detaylıca incelemeye geçmeden önce ise Meade’in videolarını izlemenizi tavsiye ederiz.