Prada, Milano ve Şangay’da gerçekleştirdiği eş zamanlı iki defile ile modanın sınırları ortadan kaldıran birleştirici gücünü gösterdi.
Dünya halen salgın sonrası düzeni sorguluyor, evde geçirdiğimiz ayların ardından tekrar tamamen eski alışkanlıklarımıza dönmek mümkün değil. Bu moda için de geçerli, üstelik bir yandan da, özellikle genç kuşağın sahiplendiği beden olumlama hareketi artık seksapel, güzellik, estetik gibi kavramların alıştığımız anlamlarını değiştiriyor. Zamanın ruhu böyle iken, Prada da eş zamanlı iki defile ile tanıttığı yeni hazır giyim koleksiyonuyla bunu kendi bakış açısıyla yorumladı.
Miuccia Prada ve Raf Simons birlikteliğinin, geçen seneki dijital moda şovunu saymazsak ilk defilesi olma niteliğini de taşıyan eş zamanlı defileler markanın doğum yeri Milano ile Şangay’da gerçekleşti. Podyumlara yerleştirilen dev ekranlardaki canlı yayınlar ise aynı look’ları taşıyan farklı modelleri göstererek sınırları ortadan kaldırdı.
‘Seduction, Stripped Down’ adını verdikleri koleksiyon seksapeliteyi geleneksel formundan uzaklaştırıp modern anlayışa uyarlıyor. Evet, pandemi sonrası herkesin kendini daha çekici, daha seksi hissetmeye ihtiyacı var, ama Prada bunu transparan elbiseler, dekolteler gibi klasik yöntemlerle yapmamış.
Polo yakalı kazakların altına yerleştirilmiş sütyen balenleri ya da grafik desenli tişörtleri süsleyen korse bağcıkları gibi sıradışı detaylarla klasik feminenliği yeniden yorumlamış. Eskitilmiş deri ceketler, uzun kuyruklu, saten mini eteklerle tamamlanmış. Ön tarafı ağırbaşlı bir görünüm sergileyen saten elbiselerin sırtlarının tamamen açık olması gibi sürprizler de koleksiyonun dikkat çekenleri arasındaydı. Koleksiyonun ayakkabı tercihi olan alçak topuklu, arkası bantlı sivri burunlu ayakkabılar da yine, yeni nesil seksapeli vurgulayan bir başka detay oldu.