Sürprizlerle Dolu Budapeşte

Geçmişinin izlerini her köşesinde görebileceğiniz Budapeşte, enerjisiyle bugünü de kusursuzca kucaklıyor.

Tuna Nehri’nin iki kıyısı boyunca uzanan Budapeşte, gerek mimarisi, gerek tarihi, gerekse gece hayatıyla farklı zevklere sahip turistleri mutlu edecek bir kent. Buda (Budin) ve Peşte’nin 1873 yılında birleşmesiyle oluşan başkent hem geçmişin izlerini günümüze taşıyor hem de yüksek enerjisiyle dinamik ve genç ruha sahip.

Genelde Orta Avrupa turlarında uğranan bir destinasyon olsa da, sunduğu çeşitli aktivitelerle birkaç günlük bir tatili dolu dolu geçirebileceğiniz bir şehir Budapeşte.

Romantik ve huzurlu atmosferinin yanında hala 1.ve 2. Dünya Savaşları’nın, komünizm döneminin izlerini de taşıyan hüzünlü bir tarafı da var. Zengin yeraltı su kaynaklarına sahip oluşuyla birçok kaplıcaya sahip olan şehir sağlık turizmi açısından da tatmin edici bir yer.

Az önce de bahsettiğimiz gibi şehir, Tuna Nehri’nin bir kıyısında Peşte, karşı kıyısında Buda olmak üzere iki bölgeye ayrılıyor. Peşte şehrin turistik açıdan önemli yapılarından birçoğunu barındıran tarafı. Üstelik nehrin karşı kıyısında bulunan Parlamento Binası gibi diğer görkemli yapılarını da seyredebileceğiniz bir yer. Neo-Gotik mimari tarzı ile 1884’te yapımına başlanıp, 1902’de tamamlanan Parlamento Binası yani Országház 18 bin metrekarelik alanı, heykellerin süslediği odaları ve 20 kilometre uzunluğundaki merdivenleri ile dikkat çekiyor. Üstelik hava karardığında, ışıklandırması sayesinde büyüleyici bir görünüme kavuşuyor.

Buda ile Peşte’yi birbirine bağlayan pek çok köprü olsa da bunlardan en estetiği Zincirli Köprü. Bu köprü kentin ilk taş köprüsü olma unvanını taşıyor. Zincirli Köprü de, tıpkı Parlamento Binası gibi akşam ışıklandırıldığında izlemeye doyamayacağınız bir manzaraya sahip oluyor.

Buda tarafına geri dönersek bu yakanın en ünlü yapısı, Matthias Kilisesi’nin önünde bulunan Balıkçı Tabyası. 1895-1902 yılları arasında inşa edilen yapının yedi kulesinden Tuna Nehri, Margaret Adası, Peşte ve Gellért Hill görülebiliyor.

Osmanlı kültürü de Budapeşte’nin tarihinde kendine önemli bir yer buluyor. Şehirde Türk Hamamları ve hatta Kanuni Sultan Süleyman’ın davetiyle Budin seferine katılan ve şehirde 10 yıl yaşayan Gül Baba’nın türbesi de yer alıyor.

Osmanlı izleri taşıyan bir diğer önemli yapı ise Buda Kalesi. 1265 yılında inşa edilen ve sonrasında birçok defa onarım gören kale Osmanlı kültüründen izler taşıyor. Şehre hakim bir tepede olduğu için büyülü bir manzaraya sahip olan yapının bir bölümü günümüzde tarih müzesi olarak kullanılıyor. Kale içerisindeki eski saray kalıntılarını ve Osmanlı döneminde camiye dönüştürülen kiliseyi görebilirsiniz.

Süprizlerle dolu Budapeşte’de epey ilginç müzeler de bulunuyor, 2. Dünya Savaşı sırasında Buda Kalesi’nin altındaki mağaralara inşa edilen hastane olan ‘Hospital In the Rock’ı, eczacılık ve simyacılıkla ilgili enteresan objelerin sergilendiği Golden Eagle Pharmacy Musesum’u ve Avrupa’nın en büyük tilt oyunu makinesi koleksiyonuna sahip Flippermúzeum’u gezebilirsiniz.

Tarihin daha karanlık dehlizlerinde bir yolculuğa çıkmak ve Budapeşte’nin geçmişini daha yakından tanımak içinse House of Terror’u mutlaka görmelisiniz. Alman işgali sırasında, Nazilerin karakolu olarak kullanılan binanın en alt katında hücreler ve işkence odaları bulunuyor. Bu etkileyici müzede savaş döneminin ve sonrasının korkunçluğunu birebir deneyimleyebilirsiniz.

Şimdi de Budapeşte’nin bir diğer karakteristik özelliğine geçelim, dur durak bilmeyen canlı gece hayatı. Şehrin gece hayatının en kendine has özelliği ‘ruin’ barları. Bunlardan en ünlüsü ise Szimpla Kert. Bir ruin bar’ın tuhaf sanat eserleriyle, geri dönüştürülmüş objeleriyle ve komünizm döneminden kalma dekorasyon unusurlarıyla dolu ortamında içki yudumlamadan Budapeşte’den ayrılmayın! Szimpla Kert Budapeşte’nin en ‘hip’ mahallesi olan Jewish Quarter’da bulunuyor. Dolayısıyla etrafı da birçok ilginç kafe ve barla dolu.

Şehrin kendine özgü gece hayatının en ilginç deneyimlerinden biri ise termal sağlık merkezlerinde düzenlenen partiler. Avrupa’nın en büyük termal tesisleri arasında sayılan Széchenyi Termal Hamamı (Széchenyi-gyógyfürdő) gündüz saatlerinde dışarıda bulunan havuzu ve mimarisiyle hoş vakit geçirmenizi sağlarken, haftanın bazı geceleri düzenlenen havuz partileriyle de sizebaşka bir yerde yaşayamayacağınız bir eğlence fırsatı sunuyor.


Önerilen yazılar