“Uzun ömür diyeti” ile hastalık risklerinin önüne geçebilir, yaşlanmayı yavaşlatabilirsiniz!
Tükettiğimiz besinlerin sağlığımız ile doğrudan bir ilgisi var. Sağlıklı beslenmenin kurallarını izleyerek birçok hastalık riskinden korunmamız mümkün. Ancak öte yandan biraz bile araştırdığımızda “sağlıklı” olduğu söylenen birçok beslenme düzeni ile karşı karşıya kalıyoruz.
Güney Kaliforniya Üniversitesi, Uzun Ömür Enstitüsü Müdürü, biyokimyacı Valter Longo’nun önerisi ise “Uzun Ömür Diyeti” diye adlandırdığı bir beslenme ve yaşam şekli. Diyetisyen Funda Özkan, yetişkinleri ve yaşlıları hedefleyen ama gençlere de önerilen uzun ömür diyetini özetledi.
Öncelikle uzun ömür diyetindeki çoğu gıda bitki bazlı.Bitki bazlı diyetler genellikle vitaminler ve mineraller, diyet lifi, antioksidanlar açısından daha yüksektir ve doymuş yağ ve tuz açısından daha düşük oluyor. Bu da beraberinde sağlığımıza çeşitli faydalar getiriyor. Diyette uzak durulması gereken yiyecekler fazla miktarda et ve süt ürünleri ile işlenmiş şeker ve doymuş yağ oranı yüksek yiyecekler. Bu diyetin önerdiği besinler ise, yapraklı yeşillikler, meyveler, kuruyemişler, fasulye, zeytinyağı ve cıva oranı düşük deniz ürünleri de dahil olmak üzere ağırlıklı olarak sebzelerden oluşuyor.
Uzun ömür diyeti; sütten vazgeçemeyenler için, inek sütünden biraz farklı besin profiline sahip keçi veya koyun sütüne geçmeyi öneriyor. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki koyun ve keçi sütünün sağlığa daha fazla fayda sağladığına dair henüz çok az kanıt var. Uzun ömür diyeti, herhangi bir sütten daha kapsamlı bir mikrobiyom (iyi bakteri) sağladığı için beslenmenize peynir ve yoğurt gibi fermente süt ürünlerini dahil etmenizi öneriyor.
Bu saydıklarımız size tanıdık gelmiş olabilir çünkü uzun ömür diyeti Akdeniz diyetine benziyor. Özellikle bu diyetlerin her ikisi de yağ olarak zeytinyağını tercih ediyor. Zaten Akdeniz diyeti de genel sağlığın iyileştirilmesi, hastalık riskinin azaltılması ve yaşam süresinin uzaması gibi çok sayıda kanıtlanmış faydalara sahip.
Uzun ömür diyetinin bir başka yönü ise aralıklı oruç olarak bilinen düzeni önermesi. Diyet, 12 saatlik bir zaman diliminde yemek yemeyi ve yatmadan üç ila dört saat önce yemek yemeyi kesmeyi tercih etmemizi söylüyor. Bilimsel araştırmalar, aralıklı orucun insülin direncinde iyileşmelere yol açabileceğini ve kan şekerinin daha iyi kontrolünü sağlayabileceğini gösteriyor. Bu, tip 2 diyabet ve kalp hastalığı ve obezite gibi diğer kronik hastalık riskinizi azaltabilecek bir fayda.
Uzun ömür diyeti, aşırı kilolu kişilerin günde sadece iki öğün (kahvaltı ve öğlen veya akşam yemeği) ve sadece iki düşük şekerli atıştırmalık yemesini öneriyor. Bu tavsiyenin bir diğer yönü, özellikle doymuş yağ, tuz veya şeker oranı yüksek gıdaların atıştırılmasını azaltmak. Bunlar genellikle ‘isteğe bağlı / bazen alınabilecek gıdalar’ veya ‘aşırı işlenmiş gıdalar’ olarak adlandırdığımız gıdalar. Bu gıdalar çok az bize besin değeri sunuyor ve bazı durumlarda sağlığımızı kötü etkileyecek sonuçlar doğurabiliyor.
Uzun ömür diyeti, çoğu bilimsel diyet kılavuzunun da savunduğu gibi, çeşitli besin maddeleri açısından zengin yiyecekler yemeyi öneriyor. Bu, bitkisel besin bakımından zengin bir diyet ve her besin grubundan çeşitli besinler tüketmek anlamına geliyor. Bu diyet, her renk meyveve sebze farklı besinler içeriyor, bu nedenle çeşitli renkli meyve ve sebzelerin tüketilmesi öneriliyor. Rafine edilmiş tahıllar, ekmekler, makarnalar ve pirinç yerine, tam tahıllı olanların seçilmesi de tavsiye ediliyor.
Bu diyetin bir diğer kuralı da protein alımının kısıtlanması. Günlük vücut ağırlığının kilogramı başına 0.68-0.80 gr protein almak uzun ömür diyetinin önerilerinden.
Son olarak uzun ömür diyeti, sağlıklı ve uzun bir yaşam için egzersizin de önemini vurguluyor.