Versailles bahçelerinde dolaştıysanız, mutlaka siz de yüzyıllar öncesine doğru bir zaman yolculuğuna çıktığınız hissine kapılmış olmalısınız. Rengarenk çiçek tarhları, fıskiyelerle süslü havuzları, heykelleri, geometrik şekilli çitleriyle bu bahçelerde zaman gerçekten de durmuş gibi.
Dior da yüksek mücevher koleksiyonlarını tasarlarken bir kez daha Versailles’ın görkeminden ilham alıyor. Baş mücevher tasarımcısısı Victoire de Castellane 2016’daki Dior à Versailles koleksiyonunda, sarayın avizeler, şamdanlar ve daha birçok dekoratif objeyle yaratılan, abartılı lüks iç dekorasyonundan ilham almıştı. 2017’nin en göz kamaştırıcı mücevher koleksiyonularından olan Dior à Versailles, Côté Jardins’de ise bu kez sarayın bahçelerine çevirmiş gözünü.
Ortaya çıkan parçalarsa, saray bahçelerinin birer minyatürü kadar güzel. Rengarenk taşlardan yapılmış çiçekler bir yaz yağmuru sonrası gibi ışıldarken, geometrik biçimlerde yontulmuş değerli taşlar ise bahçelerin özenle biçilmiş çitlerine göz kırpıyor. Bahçelerin olmazsa olmazı havuzları ise amazonit, akik, safir ve turmanlinle yeniden yaratılmış.
Côté Jardins koleksiyonundan parçaların her birini, uzun uzun incelediğinizde bambaşka detaylara denk geliyorsunuz. Paris’in en iyi yüksek mücevhercileri, olağanüstü el becerilerini kullanarak bu koleksiyona imza attıkları için bu çok normal aslında.
Çiçeklerin toprakta gelişigüzel bitivermesi gibi, Côté Jardins koleksiyonundaki tasarımlarda da bilinçli bir rastgelelik hakim. Mesela koleksiyonun küpeleri çok dikkat çekici, çünkü küpeler birbirinin aynısı değil, birbirinin anlattığı hikayeyi tamamlayan bir çift olarak geliyor.
Bu özelliğiyle koleksiyon hem zamanı 18. yüzyılda, yani Versailles’ın en görkemli döneminde donduruyor, hem de mücevherlerdeki her bir çiçek sanki yüzyıllardır aynı canlılıkla ışıldıyor gibi görünüyor.