Cartier yeni mücevher koleksiyonunda özgün bir cazibe ve ciddi bir ruh arasındaki dengeyi buluyor.
Fransız lüks mücevher markası Cartier, en yeni koleksiyonu Clash de Cartier ile yine cesur tasarımlara imza attı. Hem klasik formları taşıyan hem de enerjik, yalın ve özgün tasarımlarıyla bu klasik duruştan adeta kaçan parçaları içeren Clash de Cartier’nin özünde zıtlıktan gelen bir denge yatıyor.
Maison de Cartier’nin çiviler, hareketli bitişler ve clous carrés (kare çivi) formlarından oluşan estetik mirasını benimseyen koleksiyon tüm bunları bir araya getirerek farklı tavırların çatışmasından enerji alıyor.
Clash de Cartier keskin hatlı olsa da hislere dokunacak kadar yumuşak; geometrik ama aynı zamanda feminen; mekanik çünkü tüm parçalar özgürce hareket edebilecek şekilde tasarlandı.
Koleksiyonun bir diğer özelliği de, saf Cartier tarzından güç alarak hacimlerde ve kabartmalarda, dairelerde ve karelerde, Maison’un 1930’lara dayanan geometri düşkünlüğünü onurlandırması. Ancak kesinlikle klasik bir stile sahip olduğunu söyleyemeyiz, aksine neoklasik, özgün, üniseks ve uçarı.
Koleksiyondaki parçaların ardında karmaşık bir zanaatkarlık hüneri yatıyor, iç içe geçmiş çiviler özel mekanizmaları sayesinde kusursuzca hareket ederek takan kişinin vücudunu konforlu bir biçimde sarıyor. Kısacası parlak, akıcı ve çarpıcı Clash de Cartier, şekillerin geleneksel mimarisini alt üst ediyor. Bu hareketli yapısı sayesinde ise metalin daha yumuşak görünmesine olanak sunuyor.
Koleksiyonun reklam filminde ise İngiliz aktris Kaya Scodelario rol aldı. Kendini “Hiç tek boyutlu bir kadınla karşılaşmadım,” diye ifade eden Scodelario, tam da bu nedenle birçok zıtlığı ve tavrı aynı noktada buluşturan Clash de Cartier için kusursuz bir yüz oldu.